dönüp bir kere daha okunacak romanı hangisi diye sorsan biz kimden kaçıyorduk anne’yi gösteririm.
bu genelde -bir şeye bakacaktım gibi bi dürtü ile gerçekleşiyor ve alıp baştan okuduğum da oluyor çünkü 181 sayfa.
aşırı yorumlamadan kaçınarak yazmak istiyorum. bu romanı seviyorum diyemem sevmiyorum da ama perihan mağden kendini bildiren bir roman yazmış, bu romanı biliyorum. anne karga ile oluşturduğu fikrisabitini kovamayan bir kadını anlatıyor. kız anası edebiyatına kaçmadan bambisi ile (kendi adını mı koysaydı?) bir ay birimi oluşlarının hikayesini okuyoruz. sıkıntı büyük tabii. çünkü bu aynı zamanda ne yaptığını çok iyi bildiğini düşünen bir kadının da hikayesi.
dizisi çekildiğini okuyunca heyecanlandım. öncesinde aftersun rüzgarı estiği için kafamda arthouse sinema olmasa da sanat yönetimi veya görsel dil mi demeli benzeri bir iş bekliyordum. netflix ise onu alıp kendinin yapmış. kutucuklara böldüğü uygulamasında güzel duracak bir şekilde çekmiş çekiştirmiş hikayeyi.
romandan havalanıp netfilx’e konan anne, ağzına kadar dolu bir kirli sepeti gibi duruyor. sorsak PM ye memnun musunuz diziden? diye eminim söyleyecek bir çift lafı vardır.
çünkü bambi’nin annesi kuyumcu soyar mı? yeterince uzun yaşasaydı belki. belki kuyumcu tekmelerdi kafasını. ama yine de emin olamayız.